VesaiRe Administrator
Kayıt tarihi : 07/09/09 Nerden : SanaNe (:
| Konu: Davulcu, zurnacı, metalci... - Can Dündar Çarş. Eyl. 09, 2009 2:28 pm | |
| Geçen hafta sonu oğlumla İstanbul’daki rock festivaline gidecektik. İyi ki gitmemişiz. Başbakan’ın konvoyuyla karşılaşıp “Ahlak erozyoncusu” fırçası yiyebilirdik. Biliyorsunuz; festivale giden gençlerden beşi, konvoya “metal işareti” yaptıkları için kelepçelenip gözaltına alındılar. Karakolda 21 saat “devlet büyüğüne saygısızlıktan” sorgulandılar. Başbakan da “gördüklerinden dertlendiğini” söyledi. Memlekette “Sınırsız bir ahlak erozyonu” vardı. Medya patronları buna zemin hazırlıyorlardı. Erdoğan, “Son zamanlardaki arzu edilmeyen cinayet ve katliamlardan” da (arzu edileni nasıl oluyorsa!) yakındı: “Anne baba olarak kendimizi de hesaba çekmeliyiz; ‘Nerede hata yaptık’ diye düşünmeliyiz” dedi. “Çoluk çocuğumuz nereye giderse gitsin” dememeliydik. “Kızı kendi başına bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya gider”di. * * * Geçenlerde bir ahbabımızın evinde, duvardaki resme takıldı gözüm... Kızının fotoğrafıydı. Davul başındaydı. “Bizimki davula meraklı” dedi ahbabım... Kızı, Türkiye’nin sayılı kadın caz bateristlerinden biri olmuştu. “Üstelik” dedi, “...geçen sene gittiği Kırkpınar’dan bir zurnayla döndü. Evde onu da çalıyor şimdi...” Kızların davul-zurna çaldığı bir çağda hâlâ “serbest bırakılan kızların davulcuya zurnacıya kaçacağını” düşünen zihniyete ne demeli? Ya kızının kesik başını çöp bidonunda bulmuş acılı bir babaya ahlak dersi veren yaklaşıma?.. Devlet adamının görevi katili yakalamaktır; katledilmiş kızların namusunu sorgulamak değil... Hırsızı bulamayıp soyulanı suçlamak, kurnazlık değilse, en hafifinden, haksızlıktır. * * * Çocukluğunda Kasımpaşa’daki komşu bahçeden dut çalarken yakalanıp dayak yediğini, uzun yıllar önce Başbakan’ın bizzat kendisinden dinlemiştim. O zamanlar dayak yiyen çocukların dilini konuşuyordu. Şimdi dut ağacı sahibinin dayakçı dilinden konuşmaya başlaması talihsizlik... Konvoyuna metal işareti yapan gençleri korumalarına yakalatacağına makam arabasını sağa çekip dursa ve onlarla konuşsa belki tepkilerinin “ahlak erozyonu”ndan filan olmadığını anlardı. O çocuklar belki ona harçların haraca dönüşmesinden yakınırdı. Belki kendileri en verimli çağlarında uzun dönem askere alınırken bazı iktidar ve para sahiplerinin kısa dönemle yırtmasından... Belki kendileri işsizken, Hükümet erkânı çocuklarının kolayından köşe dönmesinden... Ahlak zabıtası geçinenlerden bazılarının çocuklara tacizden yargılanmasından... * * * Haa... Bir de gözaltına alınan “metalci İdil”e, karakolda Türk sanat müziği dinletmişler. 12 Eylül’de de işkencede mehter dinletirlerdi. Mehteran, siyasi direnişi ezmişti. Hacı Arif Bey, ahlaki erozyona çare olur mu acaba? | |
|