Aklımın yangınlarına inat üşür yüreğim
Sorular, öğütler, dersler, kaybedişler…
Titrek yüreğimde değeri yok hiçbirinin
Kapımı açan asi rüzgâr,
içeri savurur anıLarımı
Pervasızca odama dağılır zamanlar
Annemin kızgın sureti canlanır içimde
“Toplayacağım anne”,
“Çocuk yanımı bulabilirsem,
düzelteceğim hepsini”…
İnanmaz yine…
Vazgeçerim diye…
Kızgın gidişine hak verir ellerim
Vazgeçerim
Efkârım önüme düşer
Islanır adımlarım
Uykumu çalan geceler yağar sabahlara
Başıma kitapların sayfaları uçuşur
Biraz aşk,
biraz coğrafya…
Taşlaşır, adımlarım Bir soluk ak…
Biraz beyazı olmalı bu kâğıtların
Penceremde kalır gözlerim
Kırık kanatlar var pervazlarda
Yağmurları kana bular, yaralı turnalar…
Akşamı bulur vakit
Yüreğimde aynı titreme…
Odama gelme anne
Açma kapımı,
üşür yaralarım
Toplamadım, toplayamadım yine zamanı
Nereye dönsem üzerime devrilir,
gecikmişliklerim
Nazlı bir yıldıza aldanıp;
keşke, kırmasaydım titrek lambamı
Kırılmış çok şey var anne
Raflarda yarım kalmış hayallerim dağınık…
Kopkoyu bir duman; korkularım…
“Topla”
deme artık
Anla ki yerinde her şey…
Ayaklarım kanamasa yürüyemem artık,
kızıl adımlarımı izler çocukluğum
Kaybolursa; bulamam umudumu
Yüreğime batmasa nazlı yıldızın parçaları, duygularım üşür
Sızlamasa yüreğim, ölürüm anne…
Yaza varmaz krizantemler
Hercai menekşelere bahar zulümdür
Anla beni anne
Çabaladım, solacağımı bile bile,
senin için…
Yapraklarımı kaybettim,
dallarım taşımadı sahte tebessümlerimi.
Yoruldum,
çok yoruldum anne.
Düzen bensiz kurulmuş,
ayak uyduramadım.
Odama gelme anne.Açma kapımı,
üşür yaralarım