As life goes on I'm starting to learn more and more about responsibility
-Hayat devam ettikçe sorumluluğumu daha iyi öğrenmeye başlıyorum
And I realize that everything I do is affecting the people around me
-Ve anlıyorum ki yaptığım her şey çevremdeki insanları etkiliyor
So I want to take this time out to apologize for things that
-Ve artık şunlar için özür dilemenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum
I've done and things that haven't occurred yet
-Yaptıklarım ve henüz gerçekleşmeyenler için
and things that they don't want to take responsibility for
-Ve sorumluluklarını almadıklarım için
I'm sorry for the times that I left you home
-Seni evde bıraktığım için özür dilerim
I was on the road and you were alone
-Ben yoldaydım ve sen yalnızdın
I'm sorry for the times that I had to go
-Gitmek zorunda olduğum zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the fact that I did not know
-Bilmediğim gerçekler için özür dilerim
That you were sitting home just wishing we
-Beni özleyerek evde oturuyordun sen
Could go back to when it was just you and me
-Yalnızca sen ve ben iken geriye dönebilirdik
I'm sorry for the times I would neglect
-Ihmal ettiğim zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the times I disrespect
-Saygısızlık ettiğim zamanlar için özür dilerim
I'm sorry for the wrong things that I've done
-Yaptığım hatalar için özür dilerim
I'm sorry I'm not always there for my sons
-Üzgünüm yalnızca oğullarım için orada değildim
I'm sorry for the fact that I'm not aware
-Farkında olmadığım şu gerçek için özür dilerim
That you can't sleep at night when I am not there
-Ben yanında yokken geceleri sen uyuyamıyordun
Because I'm in the streets like everyday
-Çünkü her günkü gibi sokaklardayım
I'm sorry for the things that I did not say
-Söylemediğim şeyler için özür dilerim
Like how you are the best thing in my world
-Örneğin senin dünyamdaki en güzel varlık olduğun
And how I'm so proud to call you my girl
-Ve seni bitanem olarak çağırmaktan o kadar gururluyum ki
I understand that there's some problems
-Anlıyorum bazı problemler var
And I'm not too blind to know
-Ve göremeyecek kadar kör değilim
All the pain you kept inside you
-Içindeki bütün acıyı
Even though you might not show
-Sen göstermesen bile
If I can't apologize for being wrong
-Hatalı olduğum için özür dileyemiyorum
Then it's just a shame on me
-Öyleyse bu yalnızca bu benim hatam
I'll be the reason for your pain
-Senin acının sebebi ben olacağım
And you can put the blame on me
-Ve sen beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
You could put the blame on me
-Beni suçlayabilirdin
I'm sorry for the things that he put you through
-Yaşadıkların için özür dilerim
And all the times you didn't know what to do
-Ve ne yapacağını bilemediğin zamanlar için özür dilerim
I'm sorry that you had to go and sell those bags
-Gitmek ve o çantaları satmak zorunda kaldığın için özür dilerim
Just trying to stay busy until you heard from dad
-Babamdan haber alıncaya kadar meşgul olmaya çalışırken
When you would rather be home with all your kids
-Bütün çocuklarınla birlikte evde olmayı tercih ettiğinde
As one big family with love and bliss
-Sevgi ve mutlulukla birlikte büyük bir aile olarak
And even though pops treated us like kings
-Ve hatta babalar bile bize kral gibi davrandılar
He got a second wife and you didn't agree
-Ikinci bir eş aldı ve sen buna razı gelmedin
He got up and left you there all alone
-O kalktı ve seni orada yapayalnız bıraktı
I'm sorry that you had to do it on your own
-Tek başına yapmak zorunda kaldığın için özür dilerim
I'm sorry that I went and added to your grief
-Gittiğim ve seni kederde bıraktığım için özür dilerim
I'm sorry that your son was once a thief
-Oğlun bir zamanlar hırsız olduğu için özür dilerim
I'm sorry that I grew up way too fast
-Yolu bu kadar çabuk geçtiğim için üzgünüm
I wish I would've listened and not been so bad
-Keşke birbirimizi dinleseydik ve bu kadar kötü olmasaydık
I'm sorry that your life turned out this way
-Hayatın bu şekilde olduğu için özür dilerim
I'm sorry that the feds came and took me away
-Sıkıntılar geri geldi ve beni uzaklara götürdü özür dilerim
I understand that there's some problems
-Anlıyorum bazı problemler var
And I'm not too blind to know
-Ve göremeyecek kadar kör değilim
All the pain you kept inside you
-Içindeki bütün acıyı
Even though you might not show
-Sen göstermesen bile
If I can't apologize for being wrong
-Hatalı olduğum için özür dileyemiyorum
Then it's just a shame on me
-Öyleyse bu yalnızca bu benim hatam
I'll be the reason for your pain
-Senin acının sebebi ben olacağım
And you can put the blame on me
-Ve sen beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
You can put the blame on me
-Beni suçlayabilirsin
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
Said you could put the blame on me
-Beni suçlayabileceğini söyledim sana
You could put the blame on me
-Beni suçlayabilirdin
I'm sorry that it took so long to see
-Görmek çok zaman aldı üzgünüm
But they were dead wrong trying to put it on me
-Fakat hatalı bir şeklide benim üzerime yıkmaya çalışıyorlardı
I'm sorry that it took so long to speak
-Üzgünüm konuşmak çok zaman aldı
But I was on tour with Gwen Stefan
-Fakat ben Gwen Stefan ile gezideydim
I'm sorry for the hand that she was dealt
-Ilgi gören el için özür dilerim
And for the embarrassment that she felt
-Ve hissettiği utanç için
She's just a little young girl trying to have fun
-O sadece eğlenmek isteyen genç bir kız
But daddy should've never let her out that young
-Ama babası onu asla genç yaşta bırakmayacak
I'm sorry for Club Zen getting shut down
-Clup Zen kapandığı için çok üzgünüm
I hope they manage better next time around
Umarım bi dahaki sefere daha iyi yönetirler
How was I to know she was underage
-Onun reşit olmadığını nereden bilebilirdim
In a 21 and older club they say
-21 yaş ve üstü diyordu kulüp
Why doesn't anybody want to take blame
-Neden kimse suçu üzerine almıyor
Verizon backed out disgracing my name
-Verizon benim adımı unutup sözünden döndü
I'm just a singer trying to entertain
-Ben sadece eğlenmek isteyen bir şarkıcıyım
Because I love my fans I'll take that blame
-Çünkü ben hayranlarımı seviyorum ve suçu üstleneceğim
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
Even though the blame's on you
-Suç sende olmasına rağmen
I'll take that blame from you
-Suçu senden alacağım